Selamlar blog dostlarım şu ara zihnim çorbanın ötesinde
yeni adrese gelmişken düzenli bir sürü foroğraf da yükledim aslında telefondan bir sürü taslak da hazırladım ikişer üçer satır ekleyip devam edeceğim yola ama
duruyorum ve amaan kişisel yazma perileri geliyor üzerime sonra diyorum ki benim zihnimde blok bir anı güncesi
kısa kısa ömür kesitleri topluluğu
hem kişiselden başka nen var yazacak zaten mesleki zorluklarla nerdeyse 7/24 uğraşıyor zihnin biraz da pozitif parmaklara yer açılsın biraz da o dilim artsın

İçimdeki çocuk genellikle lego store da dizginlenebilecek kadar mantığa bürünmüş
büyümüş be o velet de :P
ama bunu görünce dayanamadım otomatik sanki benim parçammış gibi aldım çıktım kutuyu
winnie the pooh izlerdim ama öyle çok küçükken de değil ram böyle ergenlik evrelerime gelmişti galiba tv de yayınlanışı ve zaten psikolojik destek alacak kadar içine kapanık biri olarak Eeyore karakteri ile kendimi buluşum şaşırtıcı olmadı elbette
seneler içinde de dostluğumuz devam etti ben artık o boyutta bir içe kapanıklıkta olmasam da hala ruhumdan bir karakterdir kendisi ...
siz izlediniz mi sever miydiniz...
Bu fotoğrafı geçenelrde X de gezerken gördüm Bursa Çelik Palas otelden ovaya bakışmış aynı yerden güncel bir fotoğraf da görmek isterim denk gelirsem kendim çekeceğim hatta
Bir şehir bu kadar mı kötü yerleşimlenilir neden bir elimizdeki doğayı bu kadar hunharca har vurup harman savuruyoruz sanki sonsuzmuşçasına anlamak mümkün değil
hafif hafif hatta iyiden iyiye yerleşince örgülerime de döndüm bir model görüp sevmiştim mankende bedenini oturtmaya çalışıyorum sürekli kendim giyip çıkarmamdan çok daha pratik oldu bu iş
dümdüz en bilinen motifden yapıyorum hayalimdeki modelle hoş duracak gibi ama zihnim tam kapasite çalışmıyor çok fazla mevzu var ortalık toz duman tasarım ilk başka oturmuyor
şunlar da ayrı bir öykü konusu olur dolaplara ekstra raf yapacağım diye tahta yaptırdım mobilyacı teslim ederken şu küçük pimlerden unutmuş bırakmayı mekanı da uzak ve ters yerde olunca dedim abi ben netten alırım , aldığın şeyin sayısına bakmazsan bunca pimle na yapacağını kara kara düşünürsün :)
Ofisteki masamda lego çiçeklerim var gelen misafirkler meraklarından dokunuyor ve dokunduklarında da orjinal olmadıklarından parçaları çok kolay ayrılıyor sanırım yapıştırıcı almam lazım ne tür bişeyle yapıştırsam hızlı bi yapıştırıcı daha iyi iş görür sanıyorum abkalım o işi de halletmek lazım
Tağındığım ilk günü pazardan almıştım bu çiçekleri hala mis gibi açıyorlar ve bana mutluluk vermeye devam ediyorlar iyi ki çiçekler var ve iyi ki bahar geliyor yoksa dünya yaşanılası değil
Buna da geçenlerde rastladım ve çok da güzel değil mi ömrümüzün yarıcı başkalarını anlamaya ve düzeltmeye çabalayarak geçiyor oysaki başarı şansımız olan tek değişim kendi değişimimiz
Şu an okuduğum 4 kitaptan biri de bu hikayesini sevdim böyle zaman atlamalı kurguları seviyorum ve merak ettiriyor
kedileri çok az görüyoruz şu aralar ve kedi özlüyoruz :)
Bir tur evin etrafında dolaşırken kalpli yoncalar selam yolladı size de iletelim
sevgiler blogdostlarım